Taşı toprağı altın olan ülkemizde madenlerin önemini ve gerekliliğini hiç kimse inkar edemez; ancak Dünya’da yaşanan maden kazalarına baktığımızda sonuçların ne kadar vahim ve sıkıntılı olduğunu net bir şekilde görebiliriz. 2009 ve 2015 yıllarından Kanada’da yaşanan maden facialarında toprağa sızan ölümcül madde siyanür ciddi bir tehdit oluşturmuştu.
Tüm dünya özellikle altın madeninde siyanür kullanmakta ama her söylemde bu durum inkar edilmektedir.
Gelinen noktada ülkemizdeki altın madenlerini de Kanadalı şirketler yönetmektedir.
Baktığımızda yaşanan sorunların temeli aslında yeterince denetimle birlikte işi bilen profesyonel yöneticilerin olmaması gibi görünüyor.
Erzincan’da yaşanan maden faciasına baktığınızda milyonlarca ton toprağın nasıl heyelanla faciaya dönüştüğü konusu hala netlik kazanamamış, herkes işin bir tarafından tutup, yargılama ve sorgulamalara kafa karıştırır şekilde müdahil olmuştur.
Sözlü eylemlerle saldırılan madenlerin yöneticilerinin ne kadar işin ehli olduğunu denetleyen, bu durumun çevresel etkilerini ön gören bir denetim mekanizması varmı dır? açıkçası bunu çok merak ediyoruz.
Sadece altın madeni değil, tüm madenlerde benzer sorunların yaşandığına zaman zaman şahitlik ediyoruz.
Çevrecilerin bile ortadan kaybolduğu bir iki cümle bile edemediği madenler konusu ülkemizde entrasan bir hal almıştır…
Toprağa ve suya siyanür karıştı mı?, Atık ve ağır metaller çevreye yayıldımı? sorusuna bir tek net cevabı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki verdi.
Bölgeye gelen giden, bölgede bulunanlar kamuoyunu aydınlatan, daha doğrusu beklentileri karşılayan, kamuoyunu doyurucu iki cümle açıklama yapamıyor.
Hep kulaktan dolma bilgiler ile gün üzerine gün kaybediyoruz.
9 Vatan evladının durumundan hala net bir cevap alınamadı.
Artık ülkemizde bu durumların yaşanmaması için yeni bir maden yasası çıkarılması, şartların daha etkin hale getirilmesi gerekmektedir.
Bir bölgede insanlar madenlere karşı çıkıyor ise bunun alt nedenleri araştırma komisyonlarında enine boyuna incelenmeli ve kararlar ona göre verilmelidir.
Vatandaşın, diğer adıyla bölge insanının tepkisine rağmen inşaa edilen ve profesyonel bir yapıya ulaşamayan madenlerin hepsini yeniden ele almak mümkünmüdür?
Çevre ve canlılar için alınan önlemlerin ne kadar yeterli olup olmadığı kimler tarafından nasıl denetleniyor açıkçası tüm bu sorulara yanıt bulunmalıdır.
Gelinen noktada çok geç olmadan, madenler konusuna bir açıklık getirmeli, çevreye ve canlılara zarar verecek ihtimallerden kaçınılmalıdır.
Yapılacak tek iş var…
Samimiyetle olaya yaklaşmalı.
Birilerini suçlamak yerine hep birlikte gereğini yapmalıyız.
Madenlerimiz maalesef sorunlu…
Acil önlem alınmalı!
Çok geç olmadan…