Bir gün soğan, bir gün patates, diğer gün et, öteki gün bakliyat fiyatlarında fahiş artış veya pahalılık vatandaşın en çok senzenişte bulunduğu konuların başında geldi.
Enflasyonu düşürmek adına adımlar atan hükümetin iyi niyetli gayretlerine rağmen durdurulamayan fahiş fiyatlar, ciddi derecede sorun oluşturmaya başladı.
Sakadat fiyatlarının bile yanına yaklaşılamadığı bu dönemin birkaç ay daha süreceğini açıklayan yetkililer mayıs ayı itibariyle düşüşün yaşanacağını ve haksız fiyat uygulamalarına bir son verileceğini açıkladı. Ancak marketlerin oyunu bir türlü sona ermiyor.
Dünya’da yaşanan ekonomik krizin etkilerini bizde ülkemizde görüyoruz. Merkez Bankası’nın başına getirilen yeni isimlerin söylemlerini olumlu buluyorum. Hafize Gaye Erkan’dan sonra yeni bir nefesle tanışan Merkez Bankası bu kez mantıklı adımlar atmaya başladı. Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetiminin öyle ya da böyle olumlu etkilerinin vatandaşın cebine yansıyacağına inanıyorum. Ancak fahiş fiyat konusunda hangi deliği kapatsalar bir başka yerden kaçak devam ediyor.
ET fiyatlarındaki pahalılık karşısında kasaba uğramayan vatandaş bu kez bakliyata yüklendi.
Protein eksiğini bakliyatla sürdürmek isteyen vatandaşın yine dostu esnaf oldu.
Esnafta pirinç fiyatları 40 liradan alıcı bulurken, marketlerde ise 120 liraya kadar ulaştı.
Toprak Mahsulleri Ofisinde ise 5 kiloluk pirinç 220 lira civarında satılıyor.
Hal böyle iken alternatifleri iyi takip etmeli ve özellikle bu dönemde kredi kartlarından uzaklaşılabildiği kadar uzaklaşılmalı diye düşünüyoruz.
Markette kredi kartıyla yapılan alış verişlerin ülke ekonomimize nasıl zarar verdiğini gören Merkez Bankası yönetimi kredi kartlarıyla ilgili yeni bir düzenleme yapmayı planlıyor.
Şunu söylemek istiyorum.
Birilerinin rast gele, bilinçsiz alış veriş yapması enflasyonu tetikliyor.
Mümkün olduğu kadar az alış veriş yapmalıyız.
Dönem o bildiğiniz dönem değil…
Mazot fiyatlarına çok yüksek zam geldi diye yakınan bir toplum iken
Sokağa bakıyoruz, her yer araç dolu…
Market fiyatlarına AVM’lere fahiş fiyat uyguluyorlar diye bas bas bağırıyoruz market ve AVM’ler de adım atacak yer yok…
Şimdi bir kesim geçim için mali durumu sonuna kadar sıkarken, bir kesim ise sanki hiçbir şey olmamış gibi fahiş şekilde alış veriş yapıyor.
Bu nedenle de doğru algıyı iyi oluşturamıyoruz.
Ve bu durumda fiyatlara olumlu yansıyamıyor.
Öncelikle bilinçli toplum olmak zorundayız.
Nerede ucuz oradan ihtiyacımız kadar alış veriş yapmalıyız.
Alış verişe giderken mümkün olduğu kadar nakit kullanmaya özen göstermeliyiz.
Ve en önemlisi ben bu alış verişi yaparsam ülke ekonomisine, bu ülkemizin güzel insanlarına zarar veriyor muyum diye düşünmeli ve ona göre bir tavır içerisine girmeliyiz…
Sözün özü:
Birilerinden bir şeyler beklemek kolay, ama sizden bekleneni yapamıyorsanız doğru algıyı oluşturamazsınız…
Cumhurbaşkanımız tasarruf tedbirleri için yatırımları şimdilik askıya aldı…
Hükümette artık tasarruf konusunda ciddi adımlar atıyor.
Vatandaşında artık adam gibi alış verişini yapması, abartmadan topluma zarar verecek hareketlere girmeden hakkı olan kadar alış verişini yapmasını bekliyor ve umuyoruz.
Bir dönem hatırlarsınız yağ kuyruğuna giriyorlardı.
Koca koca teyzelerimiz birbirlerini itip kakıp, 4-5 bidon birden yağ almaya çalışıyordu.
Ne oldu.
Yanlış algıyı kırmak için bir hamle yapıldı.
Şu an yağ fiyatları nasıl dengeye oturdu…
Bu nedenle bilinçli toplum olmaz isek, hükümetin yapmak istediği hiçbir hamlede işe yaramaz…
Öncelikle bilinçli olmalıyız…
Mazota zam geldiyse daha az araca binmeliyiz, pirince zam geldiyse, fasulyeye yönelmeliyiz.
Ayçiçek yağına zam geldiyse, alternatif yağlara yönelmeliyiz Aspir gibi…
Bu ülkede kimse açlıktan ölmez…
Ölmedi de…
Ama biraz erdemli olmayı öğrenmeliyiz…
Fahiş fiyata hepimiz tepki gösteriyoruz.
Ancak yine söylüyorum, bir kesim marketleri ve AVM’leri doldurup taşırıyor.
Şöyle dışarıdan baktığımızda “Yahu adamlarda ne para varmış” görüntüsü veriyoruz.
Bir kesim ise hala lüks peşinde bakkala bile özel aracıyla gidiyor.
Arac yoğunluğundan sokakta, kaldırımda yürüyecek yer yok…
Bunun yanlış olduğunu anlamadığımız takdirde hükümet emekliye, işçiye, memura ne kadar zam yaparsa yapsın, bu toplumda refahtan bahsedemeyiz…
Ne diyelim…
Biraz erdemli olmalıyız.
Bilinçli toplum olabilirsek, ekonomimizde düzelecektir.
Ben inanıyorum, lütfen sizde inanın…
Kalın Sağlıçakla…