ET VE SÜT ÜRÜNLERİNE NE OLUYOR…
TEŞVİKLER YENİ SORUNLAR OLUŞTURUYOR…!
Kayseri’de Et ve Et Ürünleri Çalıştayı düzenlendi. İlk kez düzenlenen çalıştayda et üretimi enine boyuna ele alındı. Ancak vatandaş et ve et ürünleri ile Süt ve süt ürünlerini YÜKSEK FİYATLARDAN dolayı tüketemiyor. Bunun çözüm noktası konusunda ne yapılabilir sorusuna yeterince cevap alınabildi mi? Mesala: Burada üreticiyi de gözönün de bulundurarak sağlıklı bir nesil için et tüketimini artırmak amacına yönelik sağlıklı bir çalışma yapılıyor mu…?
Piyasada haksız ve fahiş fiyattan bahsediyor, eleştiriyor ve hatta Ticaret Bakanlığı’nın bir çalışması olduğunu ve yakında çıkacak torba yasa ile cezaların katmerli şekilde artacağını dile getirip duruyoruz!
Ancak çözüm noktasında piyasadaki fahiş fiyatın yanı sıra birde reel artışı göz önünde bulundurmalıyız. Bugün bir limonun bile ağaçlardan toplanamadığı günleri yaşamaya başladık.
Limona tarlada 1 TL veren tüccar, markette 15-20 ve hatta bazı yerlerde 50 TL’ye kadar satış yapabiliyor.
Şimdi üretici, 1 TL’ye satmak zorunda kaldığı limonun 8 TL üretim maliyeti olduğunu belirterek resmen içinden çıkılmaz bir durumdan bağıra bağıra bahsediyor.
Yakında limon üretimi kalmayacak demeye getiriliyor…
Aslında sorun net…!
Üretiminin önünü açmak için verilen teşvik ve kredilerin şahsen işe yaramadığını ve amacına ulaşmadığını düşünüyorum.
Neden, çünkü dalgayı kırmıyor ve hatta piyasaya en ufak bir faydasını göremiyoruz.
Demek ki, basına çıkıp şu kadar kredi, bu kadar teşvik verdik demenin reel piyasaya olumlu bir etkisi ve katkısı olmuyor…
Benzer olay et ve et ürünlerinde yaşanıyor.
“Et ürünlerinde fahiş veya haksız fiyat yok” dedi Kayseri Ticaret Borsası Başkanı Recep Bağlamış…
Mantıklı konuştu…
Gerçekten de yok… Maliyetin altında satış yapmaya çalışıyorlar ve hatta satışları da yüzde 90 seviyelerinde düştüğü için döngöyüde sağlamada zorluk çekiyorlar.
Aslında an itibariyle 220-230 bandında seyreden karkas et fiyatının 250 ve üzeri olması gerekir deniliyor.
Bu kadar teşvike, bu kadar krediye rağmen et fiyatları ve hele hele süt ve süt ürünleri ( Peynir) fiyatları neden düşmüyor.
Bundan anlıyoruz ki; bugüne kadar verilen teşvikte, kredide anlamına uygun değil…
Burada maksat vatandaş et yesin, sağlıklı nesil için bunun fiyatını düşürelim mi, yoksa biz bakın elimizden geleni yapıyoruz denilip kim ne yaparsa yapsın mantığımıdır, anlamakta güçlük çekiyorum.
50 TL bandından biranda 300-400 TL bandına tırmanan et ürünlerini peynir fiyat artışları da ikiye katladı.
Hal böyle olurken, 2-3 yıl gibi kısa bir sürede et tüketemeyen, süt içemeyen, peynir yiyemeyen bir toplum haline doğru gidiyoruz.
Lütfen kalıcı ve akılcı çözümler üretelim…
Bu güne kadar verilen teşvik ve kredilerin bir işe yaramadığını anlayalım ve idrak edelim…
Öncelikle sorun neyse onun üzerine gidip, piyasada makul fiyat dengesini kuralım…
Üreticiye destek nasıl olmalıysa, öyle destek olalım.
Mesala, Recep Bağlamış Başkan “ithal ete karşıyız” dedi
Bence, piyasayı dengelemek için ithal et getirilse diye düşünüyorum ama bu kez de üreticiyi bitirirsek nasıl olacak diye sormadan edemiyorum…
O zaman yapılacak tek şey var…
Üretici ile yakın temasa geçmek…
Direk sorunu yerinde öğrenmek…
Teşviklerin nasıl olacağını, üreticilerin talepleriyle şekillendirmeliyiz.
Biz yaptık oldu mantığıyla değil, sonuca yönelik çalışma ve gayret göstermeliyiz.
2024 girmeden özellikle gıda ürünlerine karşı bir reform yapılmalı.
Et, Süt ürünleri başta olmak üzere tarladaki patatesten tutun, zeytine kadar her alana özel çalışma yapılmalı…
Piyasada haksız ve fahiş fiyat yerine makul fiyat aşamasına doğru adımlar atılmalı…
“Zam yaparak kazanılmaz, çok mal satarak kazanılır mantığını reel piyasaya oturtmalıyız.”
Kayseri’de başlatılan Et ve Et Ürünleri Çalıştayı’nın ben tam anlamıyla değil ama faydalı olacağını düşünüyorum.
Güzel bir çalışma olmuş…
En azından sorunlar ve çözümler bir nebzede olsa masaya yatırıldı.
Eksikliklerimize yönelik, dile getirilmesi gerekenlerin konuşulduğu bir çalıştayın sonucunu yetkililerin dikkate alması gerekli…
Sonuçta bu güzelim ülkede zam olayını bitirmeliyiz…
Zam’mı bitirmeden, gelişme ve büyümeden bahsedemeyiz.
Büyüyen ve refah seviyesi artan ülkelere baktığınızda 30 yıldır zam yapılmayan ürünler bulunuyor.
Bizde de bu sistemi oturtmak için artık bazı çalışmaları oldu bittiye getirmemeliyiz.
Günün Sözü:
Uyanık değil, akıllı olmalıyız…
Bugünü değil yarını düşünmeliyiz…
El gördülük değil, ELZEM OLANI yapmalıyız.
İnsanları düşünüyor gibi YAPMAK değil, gerçekten düşünmeliyiz…
BİR SORUNU ÇÖZMEK İÇİN YANLIŞ MÜDAHALEDE BULUNDUYSANIZ daha BAŞKA SORUNLARINIZ OLMUŞ DEMEKTİR… HAYIRLI OLSUN…
(Ahmet ŞAN)