Pazar günü Türkiye seçime gidiyor. Bu seçimde iki önemli faktör oyları ve yerel yönetimlerin şekillerini belirleyecek. Bu seçimde birinci öncelik emeklilerin durumu ve ekonomik şartlar, ikinci öncelikte ise muhalefetin duruşu ve ittifaklar etkili olacak. Vatandaşın gözünde ise aday isimlerinin parti isimlerinden daha ön plana çıkacağa düşünülüyor.
Aylardır siyasetçilerin gezmedik cadde, sokak bırakmadığı, konuşmadık veya ulaşmadık vatandaş bırakmadığı yerel seçimler Pazar günü yapılacak. Siyasetçilerin bu seçimde verdikleri vaatlerde ilk defa farklılık gösterdi. Daha önce yerel seçimlerde yerel gündemlerin ağırlıklı olarak vaat anlamında işlendiği seçimlerde bu kez belediye başkan adayları daha fazla oy alabilmek için mağdur olduğunu düşündükleri emekliler ve ekonomik şartların iyileştirilmesi üzerinden politika yaptılar.
Mitinglerde yüzbinlerce kişi toplanıp, siyasetçileri dinledi.
Ve hatta bir belediye başkanının kazanabilmesi için genel başkanların bile taa o ilçeye gelip gövde gösterisi yapmasına şahit olduk.
Dolayısıyla bu seçim biraz entrasan ve aynı zamanda yeni bir model olma yolunda ilerledi.
Geldi, çattı ve seçime sayılı saatler kaldı.
Pazar günü Türkiye belediyeler anlamında kaderini belirleyecek.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları oy kullanmak için sandık başına gidecek.
Peki bu seçimde en önemli faktörler neler olacak? Sorusuna baktığımızda gündem ve söylemlerden de anlıyoruz ki, iki önemli etken seçimin kaderini belirleyecek.
Bunlardan birisi emeklilerin yetersiz maaşları ve aynı zamanda gün güne durdurulamayan fahiş fiyat ile ekonomik sorunlar.
Ramazan ayında bile ciddi şekilde hissedilen ekonomik sorunların bu seçime ciddi oranda etkili olması düşünülüyor.
Seçime etki edecek faktörler içerisinde en önemli ikinci etken ise muhalefetin durumu ve ittifak ortaklıkları…
Bu seçimde beklenti oluşmasına rağmen emekliye verilemeyen maaş zammı, önlenemeyen fahiş fiyatlar, muhalefetin vatandaşa istediği ve beklediği oranda güven verememesi, ittifaklarda görünmeyen anlaşmaların seçimin sonucuna mutlak etki edeceği düşünülüyor.
Doğruda…
Bir diğer faktör ise şu parti, bu partiden ziyade vatandaş adaya göre oy kullanacak. Özellikle küçük yerlerde tanınan bir isim veya sevilen bir ismin seçilmesi hiçte sürpriz olmamalı...
Sonuç olarak…
Buradan aylardır yazıyor, çiziyoruz…
Mesele, belediye başkanlarının bulundukları ortamları güzelleştirmesi için öncelikle kişilik ve kimlik olarak vatandaşın gözünde bir noktaya ulaşması gerekli…
Bir gerçekte bazı yerlerde belediye başkanı sevilmese bile partisi nedeniyle seçilecek!
Bu seçimin en önemli etkenlerinden biriside tüm olumsuzluklara veya olumluluklara rağmen kişi bazlı sonuçlara gideceğini ön görmek mümkün…
Bu seçim Türkiye’nin kaderini belirleyecek.
Bu nedenle demokrasi için medeni bir şekilde oyumuzu kullanalım ve memleketimiz için, kendimiz için hayırlısını dileyip bekleyelim…
Futbolda bir söz vardır.
Kim kazanırsa kazansın…
Ama Kayseri kazansın diye…
Evet… geldi çattı seçim…
Kim kazanırsa kazansın,
Güzel ülkem Türkiye’m kazansın