Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü… Tüm meslektaşlarımın, ağabeylerimin ve kardeşlerimin gününü kutluyorum. Bugün niye ilan edildi, neden 10 Ocak’ı kutluyoruz sorusuna cevap aramak yerine derdimizi ve yaşadığımız sorunları dile getirmeye çalışacağım. Yılda bir kez de olsa gazetecilerin aslında ne sorunlar yaşadığını anlatmak ve çözüm için çare üretilmesi konusunda fikir ortaya koymak çok önemli…
Gazetecilik mesleği çok kutsal bir meslektir… Son dönemlerde, daha doğrusu son 10 yılda sosyal medya ve diğer unsurlar nedeniyle ciddi sorunlar yaşanır noktasına geldi.
Aslında gazetecilik mesleği tükenmez…
Her daim, her şartta yaşar ancak şartları iyileştirilemediği için sorunlarla boğuşan bir meslek haline geldi.
Hükümet dezenformasyon yasası çıkararak gazetecilik mesleği adı altında “Yalan, Dolan, İftira” haberleri yapanları cezalandırmak ve gazetecilik mesleği etrafında bir çerçeve oluşturmak istedi.
Ancak gelinen noktada Dezenformasyon yasası görüyoruz ki, işin mali boyutunda gerçek gazetecilere zarar vermeye başladı.
Dezenformasyon yasasının içerisinde internet siteleri, gazeteler, dergiler, sosyal medya her alanda bir çerçeve çizildi.
Mesela, İnternet haber sitelerinde 100 bin tıklamadan falan bahsedildi. Bunu Kayseri’yi bırakın , Türkiye genelinde sağlıklı yapacak bir site bulmak mümkün değil…
8 sigortalı ve çalışan şartı getirildi… Bunu da sağlıklı yapabilen yok…
Yani hakikaten bu işi yapanların, yani gazetecilerin mali ve teknik imkanları tamamlayarak dezenformasyon yasasının gereğini yapmak için mali gücü ve imkanı olmadığı için burada farklı bir ortam oluşturuldu.
Tamda gazetecilik mesleğine zarar veriyoruz dediğimiz nokta bu…
25- 30 yıllık gazeteci kanunu, kitabı, devleti, erkan-ı ve kamu yararına görevli olduğunu bilir.
Ancak dezenformasyon yasasında zorunlu konulan kriterler, gerçekten habercilik yapan devletini milletini düşünen gazetecilerin önünü tıkadı.
Sonuç olarak demek ve söylemek istediğimde bu…
Dezenformasyon yasası aynı kişisel veri kanunu gibi çıkmalıydı.
Sadece yalan, dolan, iftira haberleri yapanları cezalandırmalı, gazetecinin açtığı veya açacağı gazete, dergi veya internet haber sitesinin sadece savcılık, valilik ve Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı’na beyanname verme zorunluluğu getirilmeliydi. Burada kuruluşlar için sadece genel yayın yönetmeninden basın kartı zorunluluğu getirilmeliydi
Kayseri’de onlarca internet haber sitesi var. Bunların bazıları imkanlarını zorlayarak gazeteci kadro sayısını artırdı ancak gelen üç kuruş, giden 100 TL olunca sistem tıkandı.
Bence burada sorun başladı.
Öncelikle yapılması gereken bir gazeteci olarak benimde gördüğüm…
Tıklanma kriterlerinin daha makul ve mantıklı moda alınması,
Adam gibi gazetecilik yapanların üzerinden ağır yüklerin (Personel, kadro gibi) üzerinden kaldırılması...
“Kamu kurum ve kuruluşlara sisteme kaydolmayanlara hiçbir şekilde ücret ödenmemelidir” şeklindeki ibarenin acilen değiştirilmesi…
Gerçek gazeteci kamu yararına haber yapacak, ancak kamudan ayda yılda bir gelecek ilan veya reklam gelirinden faydalanamayacak mantığı ortadan kaldırılmalı…
Ve en önemlisi… Zaten basın kartı olan bir çok meslektaşlarımızın kıt kanaat geçindiğini hepimiz biliyoruz.
Sarı veya yeni adıyla Turkuaz basın kartı bulunan basın mensuplarının kurmuş olduğu veya yönettiği kuruluşların maddi ve manevi önünün açılması için ciddi bir çalışma yapılması gerekmektedir.
Dilimiz ve gücümüz yettiği kadar dezenformasyon yasasındaki eksiklikleri ve taleplerimizi aktardık.
Bu arada meslek hayatımda duyduğum en güzel haberlerden birisi Basın Kartı bulunan ve 15 yıllık mesleki tecrübesi olan hiçbir şekilde teröre bulaşmamış gazetecilere Yeşil Pasaport verilmesi konusuydu.
Hakikaten bu çok önemliydi.
Biz gazetecilerin onurunu okşadı.!
Bu nedenle MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın İsmail Özdemir’e meslektaşlarım ve şahsım adına teşekkür ediyorum…
Bugüne kadar hiçbir siyasetçi neden böyle bir şeyi düşünüp te, bizleri onure etmedi onu da anlamış değilim…
Gelinen noktada bakın, küçük veya büyük önemli olan gazetecilik mesleğine katkı sağlanabilmesidir.
Lütfen bizleri onure edecek…
Devletimizin, milletimizin hep yanında olan meslektaşlarımızın yaşayabileceği kanunlar ve ortamlar oluşturalım…
Bizlerin bir gazeteci olarak isteği ve talebi bu…
Biz kamu adına, basın etik kurallarına uyan, ahlaklı ve edepli gazeteciler olarak yanlı ve yanlış tipleri görüyoruz, yeri geldiğinde de tepkimizi alenen gösteriyoruz…
Ancak sizler o tipleri yok edecem derken bizlere zarar verdiğinizi unutmayın…
Devletimizden, hükümetimizden ve milletimizden istediğimiz bu…
Allah nice 10 Ocak’lar nasip etsin..
Kalın sağlıcakla..