Günümüz şartları, hayatın getirileri ; bizleri istemediğimiz bir hal içinde yaşamaya zorlayabilir. Bazen kendi kabuğumuzda kendimiz ile başbaşa kalarak, herşeyden uzak olmak isteyebiliriz. Bazen ruhumuz bütün bunları ciddi anlamda kaldıramayacak durumda olabileceğini elbette ki anlayabiliriz. Hatta dönem dönem bütün bunları bizzat kendimizde yaşıyor olabiliriz. Belki biraz destek biraz da kendi irademizle kişiye göre zorluklar ile bu atlatılabilir bir süreçtir. Toparlandığımızda yepyeni, güzel bir oluşum ile kaldığımız yerden devam edebiliriz.
Kısa bir yaşayış ve ruh durumu ile kendimizi anlattıktan sonra asıl paylaşmak istediklerime getiriyorum konuyu...
"Vefa" nedir?
diye sorarak toplum yarası olan ilişkilere giriş yapmak istiyorum.
Vefa, dostlukta arkadaşlıkta ilişkinin devamlılığını esas alan bağ ve yapılan güzelliklerin, iyiliklerin karşısında duyulan minetti.
Zaman mı değişti, yaşam koşulları mı insanları böyle değiştirdi? bilmiyorum ama vefayı sadece kitaplarda okur, hikayelerde dinler olduk. Teknoloji çağında insanların birbirleri ile iletişimlerinin bu kadar kolay olduğu bir dönemde bir o kadar birbirimizden maalesef ki uzak olduk. Telgrafın, mektubun, kartpostalın günlerce yolculuk ettiği geçmiş zamanlarda insanlarda ki bağ inanın daha kuvvetliydi! Düşünsenize binbir zahmetlerle ve bir o kadar da masrafla yola çıkan umut yüklü, sevgi ve hasret dolu postalar; sevdiklerimize, hatır saydıklarımıza ulaştırılmak üzere mevsim koşullarını da hiçe sayarak o soğuklarda, o yakıcı sıcaklarda uzun kuyruklar oluşturarak, saatlerce bekleyerek gönderilirdi.
Peki ya şimdi?
İnsanların parmak ucunda olan iletişim, insanlara bir o kadar zor gelmiş halde. Mavi tik olup cevap verilmeyen mesajlar, özel günlerde hatırlanmayan sözüm ona dostlar, özel durumlarda aranmayan arkadaşlar hiç olmuş durumda!
Koskoca bir hiç!
-"Nasılsın, sesini duyayım diye aramıştım!" dediğin dostunun;
-"İşim gereği bütün gün telefonda konuşuyorum ve ben konuşmak istemiyorum!"
diyerek her defasında ret eden birinin dostluğunu sorgulamak gerçekten de çok acı!
İncitebileceğini, kalbinin kırılacağını düşünmeden bencillik timsali bu davranış, sizce bu dostluk bağını ne kadar kuvvetli tutabilir?
Evet böyle bir koşulda anlayış gösterilebilir lakin; kati surette ret ediliş için ne kadar müsama gösterilebilir orası muamma...
"Merhaba diyerek telefona cevap verilip, birkaç cümle ile hal hatır sorulup, uygun bir dil ile hal izah edilip; gönlü kırmadan, bağı zedelemeden görüşme nihayete erdirebilir miydi?
Evet yapılabilirdi!
Bu kadar kolay olan birşey için; Birkaç cümle ile baki kalabilecek dostluğun taşıyıcı kolonları nasıl da hasar gördü farkındasınız değil mi?
İşte zaman insanları böylesine yozlaştırıp, bencilleştirirken, olan ise beraber yaşanmış onca güzel anlara ve duygulara oluyor.
Bu yaşanmış küçük bir örnek ile onlarca zahmetle gönderilen mektupların sahiplerinin de birbirlerine olan sevgi ve vefa duygularının ne kadar yoğun olduğunu böylelikle daha iyi anlamış olduk.
Şimdi ise içi boş, toksik ilişkiler üzgünüm ki bir ağ gibi insanları çevrelemiş durumda...
İnanın çok üzülüyorum!
Evet hayat zor diyoruz, yaşam şartları insanları çok yoruyor diyoruz fakat o hayatın içinde o zorlukları hepimiz ciddi anlamda yaşıyoruz.
Vakit ayırmak, hatırlamak, hatır sormak, karşılık göstermek sadece kıymet verenler içinmiş demek ki!
Geçmiş, anılar ve yaşanmışlıkların o kişiler için çok da önemi yokmuş.
Yine de her defasında ararsınız, sorarsınız, merak eder yazarsınız bir de geri dönüşler olmaz ise o ilişkileri ne kadar ve nasıl baki tutabilirsiniz?
Ben üzerime düşeni fazlası ile yapmaya çalıştım demenin vicdan rahatlığı ile
bir yerden sonra haklı olarak vazgeçersiniz.
Maalesef ki itidiğiniz nokta bu yönde olunca;
"vefa nerede, neydi vefa?"
diye iki kat düşünmeye başlarsınız!
Bunu ah çekerek, üzülerek sorgularsınız.
Şimdi soruyorum herkese...
"Vefa"!
Sadece hikayelerde ki dostluklarda varolan bir duygu ve İstanbul'da bir semt adı olarak mı kaldı?