Kirlilik. Temiz olmanın zıddı, kirlilik. Kirli bilgiler. Kirlenen bilgiler. Aynı kanalda ışık hızında bilgi akışı olunca; iyi ve kötü birbirine karışmakta ve takibinin de zorlandığı görülmektedir. İnsanı kurşun öldürür. Ama kurşunların kıtalar ötesine gitmesi ve hedefini bulması söz konusu olamaz. Ancak internet üzerinden akan bilgiler/saldırılar kurşundan daha tehlikeli ve öldürücüdür.
İnsan ve toplum egemen güçler tarafından sürekli manipüle edilmektedir. Manipüle/manipülasyon nedir? Manipülasyon en kısa haliyle duygularınızı, zaaflarınızı ve inandığınız değerleri hedef alarak bakış açınızı değiştirmeye ve gerçeği şekillendirmeye yönelik sergilenen eylemlerin genel adıdır.
İnanç, tarih ve geleneklerine sahip çıkan toplumlar manipülasyon ile karşı karşıyalar. Değişim ve dönüşmeleri üzerine akıl almaz yöntemler kullanılmaktadır. En etkili yöntem ise kurbağa yöntemidir. Hani bir kaynar su ve kurbağa hikâyesi vardır. “Kaynayan suya bir kurbağa atarsanız, elbette ki çılgınca kaptan çıkmaya çalışacaktır. Fakat eğer onu ılık suya koyar ve suyu ısıtırsanız, uysalca orada oturacaktır. Su yavaşça ısındıkça, kurbağa rahat bir uyuşukluk haline geçecektir, tıpkı sıcak bir banyo yapan bizden biri gibi ve çok zaman geçmeden, yüzünde bir gülümsemeyle, karşı koymadan kaynayarak ölmesine izin verecektir.”
Dünyada Müslüman, Yahudi ve Hristiyanlardan; insandan yana olan toplumlar; LGBT terörüne karşı mücadele vermektedirler. Ancak azgın LGBT terörü açık veya gizli güç odakları tarafından destek görmekteler. Ülkemizde de bu girişim her geçen gün artmaktadır. En son “İstanbul, Şişli'de Kanyon Alışveriş Merkezi'nde LGBTİ'ler için ayrı bir tuvalet yapıldığı, sosyal medyaya yansıyan görüntülerde erkek, kadın ve engelliler için tuvaletlerin olduğu koridorda LGBT'liler için ayrıca başka bir tuvalet yapılmış. Tuvaletin kapısında hem erkek hem de kadın sembollerine yer verilirken, bu sembollerin altında da LGBT'lilere ait gökkuşağı renkleri bulunmaktadır. Tuvaletin içinde ise İngilizce olarak ‘Büyük düşün’ yazısı görülmektedir.”
Bir toplumda yasaklar iki şekilde ortaya çıkar. Bir, dinin yasakladığı. İki, tarih, gelenek, kültür ve vicdanın yasak kılması. Ayrıca Müslüman bir toplumda, İslam’ın suç ve günah saydığı bir şey asla hak olarak kabul edilmez. Bu kapsamda nikâhsız tüm ilişkiler (flört, metres, eş cinsellik vd.) suç ve günah kabul edilerek yasaklanmıştır. Lanetlenmiştir. Allah ve peygamberimiz Hz. Muhammed onun “son derece çirkin bir iş ve çok kötü bir yol” olduğu, bu suçun işlenmesi şöyle dursun, yanına bile yaklaşılmaması talimatını vermiştir. Aynı hüküm Kur’an’dan önceki kutsal kitaplarda da yer almış, bu suçu işleyenlere ağır cezalar verileceği açıklanmıştır. İslam, zinanın yanı sıra tüm çeşitleriyle eşcinselliği de açıkça yasaklamıştır. Kur’an-ı Kerim’de eşcinsel ilişkinin çok çirkin bir fiil/davranış olduğu ve Allah’ın koyduğu sınırları çiğnemek anlamına geldiği açık ve kesin bir şekilde belirtilmiştir.
Milletimiz bir toplum mühendisliği tehdidi ile karşı karşıya. Din, diyanet, aile, nikâh ve tarih algısı değiştirilmek istenmektedir. Bu milletin kutsal değerleri hiç sayılarak, bir alış veriş merkezinde “LGBT Tuvalet” açılması nasıl okunmalıdır? Bu sıradan bir eylem değildir. Bu millete ve değerlerine başkaldırıdır. Meydan okumadır. Asla görmezden gelinemez.
Ailenin kutsallığından, gençlik ve aile bankasının kurulmasından söz eden siyasiler ve LGBT terörüne karşı olduğunu söyleyen STK’lar; bu tür meydan okumalara karşı neler yapmaktalar meraka değer doğrusu.
Din, tarih ve gelenek kendisine sahip çıkılmasını beklemektedir. Seçim malzemesi ve hamaset dolgusu değil. Arif Nihat Asya şöyle sesleniyor “Bize bir nazar oldu. Cumamız Pazar oldu. Ne olduysa hep bize azar, azar oldu.”
Sıcak su ve kurbağa…