NE KADAR, NEREYE KADAR!?

GÜLŞAH ÜNSAL

11-03-2023 11:08

 

Ülkemiz; maalesef ki 6 Şubat 04:17 saatinde 7,7 büyüklüğünde  15 milyon civarı nüfusun yaşadığı  çok geniş bölgeyi kapsayan yıkıcı, etkisi çok kuvvetli bir deprem zinciri yaşadı. Tarihte "kanlı sabah" olarak yerini aldı. Daha evvel ki Türkiye tarihi istatistiklerine baktığımızda  o dönemlerde de çok zor süreçlerden geçilmişti tıpkı şimdilerde olduğu gibi...
Artçıların 1-2 yıl sürdüğüne şahit olduk ki bilim verileri ve uzmanlarda bu sürecin doğal bir döngü olduğunu defalarca açıkladı. Geçmişten günümüze yaşanılan bu olayların bedeli üzgünüz ki ağır sonuçlara ulaştı.
 Yaralarımız hala kanıyor iken bunu kabullenmek gerçekten çok güç! 
 Canımızdan parçaları verdik toprağa, yerimizden yurdumuzdan olduk, imkansızlıklar içinde imkanlar bulmaya çalıştık, bir dayanak  uzanan bir el aradık. Ruhlarda açılan, geçmesi mümkün olmayan yaralara sahip olduk. Bunlar ciddi anlamda  adaptasyonu kaybedecek, atlatması çok zor  travmatik olaylar! Tıbbi ve psikolojik yardımlar ne kadar etkili oldu ise o kadar yola devam ettik. Kimisi ise  bu süreci kendi iradesi ile atlatmaya çalışırken; Birçoğu ise bu süreçte başarılı olamadı. Tamamen geçmişin izlerini silmek mümkün olamayacağı gibi, bunu atlatmaya çalışmak da meşakkatli bir yol. 

Bir dönem; etkisi güçlü depremi yaşayıp hayatta kalanlardan biri olarak;  bu travmatik olayı en derinden yaşayan, bu sebeple de en iyi anlayanlardan biri olduğumu söylemek isterim. 
Zaman geçse dahi ruhda derin izler bıraktığını yaşayarak tecrübe ettik.
Bu süreç aşılması çok zor evet ama imkansız değil!
Hayat bir şekilde bununla yaşamaya alıştırıyor bizleri, alışmak da  zorundayız bir nevi...
Halihazırda gerek şok gerek artçı şoklarla irili ufaklı sarsıntılar yaşamaya halen devam ediyoruz. 

Ne dedik?
Nefes aldığımız sürece yaşam devam ediyor!  Bir nevi alışmak zorundayız!
Şahsen ben;  öylesi büyük travmalardan sonra bu durumu o kadar kanıksadım ki panik olmadan, soğukkanlılıkla sarsıntı sürecini "çök-kapan-tutun " tekniği ile atlatmaya çalışıyorum. Bazılarımız ilk günkü tedirginliği hala yaşıyor olabilir bu doğal bir refleks tabi ki ama bunu bertaraf etmek durumundayız!
O esnada evden kaçmaya çalışmak yapılacak en büyük yanlışlardan...! Uzmanlarında dediği gibi hayat üçgenini  oluşturmaya çalışmak yapılacak en doğru davranış.
Demesi kolay diyebilirsiniz lakin bu süreçte soğukkanlı kalarak, bilinçli davranmak başlıca esas...

Türkiye, deprem kuşağı bölgesi bunu artık hepimiz biliyoruz. 
Bu bilinçle yaşamak durumunda, bunun farkındalığında  olmamız gerekiyor.

 İmar planlarını hazırlamak,  yaptırımları bu yönde uygulamak, esaslara sadık kalarak düzenlemeler, iyileştirmeler getirmenin farkındalığı, sorumluluğu da  ilgili bakanlıkların birimlerine, kurum, bireysel yapı ve uzman kadroya düşmektedir.
Bunun için bir an önce hazırlıklar tamamlanarak bunun hayata geçmesi için atılımlar yapılması, Bu mağduriyetliğin en kısa sürede giderilmesi gerekmektedir!

 Jeoloji bilimcileri,  güncel  ve olası açık tehlikeleri bizzat belirterek gerekli mercileri ve halkı uyarmakta...
Bu durum da halkın yapabileceği  pek birşey yok!
Yine istihdamı ve yaşam koşullarını sağlamlaştırmak devletin ilgili birimlerinin görevi!
Çök- kapan - tutun! Nasıl hayatta kalabilmenin bir yolu ise;

"Gözyumma-çalma-denetle" de  halkı  hayatta, binaları  ayakta tutmanın bir yoludur!

Sadık kalmak, Sorumluluğu bimek sahip olunabilecek en büyük erdemlerden!
 
Bunca acının, gözyaşının, yok olan hayatların sonunda;
 Umarım vicdan muhakemesinde yüreklerinizi, adliye saraylarında da insan hayatına kast eden herkesi yargılamış,  ahlaklı iş yapmanın şuuruna ermişsinizdir! 

Bıçak kemiğe dayandı, Kimsenin tahammülü kalmadı bu usulsüzlüklere...
Kan revan kalan kalplerin inşasını asla yapamazsınız lakin
Altyapı,  donanım,  teknoloji ve bunu hayata geçirecek  beyinler varken ; içinde insanların ölmediği,  ocakların sönmedigi yapılar  yapabilirsiniz! 

Durun bakalım!

Yönetim ve ilgili birimler tarafından  söylenenler,  yapılacaklar listesi sözüm ona umut vaad ediyor!
Halk olarak biz de o vaatleri umutla bekleyelim!
Geç olmadan,  yine onbinlerce can yitip gitmeden;
Bakalım vaatler, hukuki süreç yerini bulacak mı? 

Bekleyelim görelim efendim!

Esenkalın...

DİĞER YAZILARI DOLANDIRICILARA DİKKAT! 01-01-1970 03:00 TAHAMMÜLSÜZLÜK HAD SAFHADA! 01-01-1970 03:00 GİDİYOR EYY ŞEHR-İ RAMAZAN! 01-01-1970 03:00 BEN BU DEVRİ SEVEMEDİM! 01-01-1970 03:00 NE KADAR VARSIN BU HAYATTA? 01-01-1970 03:00 SEÇİME DOĞRU! 01-01-1970 03:00 NEREYE GİDİYORDUK!? 01-01-1970 03:00 EKMEK ASLANIN NERESİNDE? 01-01-1970 03:00 ENGELLERİ ASAMAYAN İNSANLIK! 01-01-1970 03:00 YILBAŞINDAN ÖNCE GEL İLHAM PERİM! 01-01-1970 03:00 FOTOĞRAFLAR GÖRDÜĞÜNÜ ANLATIR,,, 01-01-1970 03:00 SEN HARİKASIN! 01-01-1970 03:00 MUTLULUK AVUÇLARINIZDA! 01-01-1970 03:00 BAYRAM TADINDA... 01-01-1970 03:00 ANNELİK BİR ÖMÜR! 01-01-1970 03:00 SESSİZCE KUTLAYIN! 01-01-1970 03:00 VİCDAN, ADALET ENKAZ ALTINDA! 01-01-1970 03:00 İNSAN TANIMAK! 01-01-1970 03:00 ENGEL SİZİN BEYNİNİZDE! 01-01-1970 03:00 AHİR ZAMAN! 01-01-1970 03:00 TAKDİR ETMESİNİ BİLİN! 01-01-1970 03:00 BİZ EBEVEYNLER NEREDE YANLIŞ YAPIYORUZ? 01-01-1970 03:00 BU MAÇIN GALİBİ KİM? 01-01-1970 03:00 ÖĞRENDİM SANMAYIN! 01-01-1970 03:00 MERHABA... 01-01-1970 03:00