Kan kusup kızılcık şerbeti içmek diye sıkça kullanılan bir deyim vardır halk arasında!
Yani çok zor zamanlardan geçerken bile bunu kimsenin anlamamasını sağlamak...
Mutlu bir tablo çizmek ve etrafa karşı dik durmak. Yani bir nevi hayat sahnesinde mutluluk rolü gibi var sayın!
Çoğu zaman içinden çıkılmaz sandığımız sorunlarla boğuşurken bile gülebilmek.
Hani hep sen güçlüsün derler ya!
Aslında sen güçlü değilsin, sadece kendin için güçlü olmak zorundasın! Ayakta kalmak, sana ihtiyacı olanları yarı yolda bırakmamak...
Haklı olduğun davalarda duruşundan ödün vermeden, dik bir iradeyle yaşamak...
Daima koşmak zorundasın çünkü; devrilen atı vururlar. Kimseye fırsatını vermeden yaşamak!
Hayat her zaman düzlük değildir.
Zaman zaman engebeler çıkar önüne, ne yapacaksın? Yoluma engebeler çıktı diye yürümekten vazmı geçeceksin?
Elbette ki hayır!
Daha güçlü ilerlemek için yolundaki engelleri bir bir temizleyip, ardından yoluna daha emin adımlarla devam edeceksin...
Hayat böyledir düşmem dersin düşersin!
Şaşmam dersin şaşarsın...
Düşmez kalkmaz bir Allah'tır bunu idrak edersen düştüğüne üzülmeden yaşarsın.
Hayat bu acı da olur, mutlulukta...
Bazen geri getirmek istediğiniz, hiç yaşanmamış olsun istediğiniz gerçeklerde...
Mesela ben yani bana soracak olursanız, son 6 yılımın hiç yaşanmamış olmasını isterdim.
Hep çocuk kalmak isterdim.
Bazı insanları hiç tanımak istemezdim.
Ama ne yaparsınız, olmuş ve ölmüş'e çare yok!
Giden yılları geri getirmek gibi bir gücümüz olmadığına göre, önümüzdeki günleri daha yaşanılır hale getirebilmek... İşte bütün mesele bu... Saygıyla!
Günün Sözü;
Haklının suçlanıp, arsızın güçlendiği bir iklimde maalesef arsız uslanmıyor!