Kayseri Ekspres Haber
HV
20 NİSAN Cumartesi 00:16
Advert Advert

ÖĞRENDİM!

Selda Avcı
Selda Avcı
Giriş Tarihi : 24-02-2023 13:17

 

Çok şey öğrendim ben bu hayattan!

Bana bir adım gelene, bin adım gitmeyi…

Kuyumu kazana, dost görünüp düşmanım olana selamı, sabahı kesmeyi…

Sevgimi, saygımı, iyi niyetimi hak etmeyenden tüm duygularımı saklamayı…

Evet, dostlar yaptığım işim gereği ile her gün yeni yeni insanlar tanıyorum.

Bir televizyon dizisinde hatırlarsınız bir psikolog her gün yeni bir hayatın yaşanmışlıklarına şahitlik ediyordu, tıpkı onun gibi… Psikolog değilim ama her gün yeni insanlar tanımak gerçekten benim hayatıma da çok şeyler kazandırdı diyebilirim gönül rahatlığıyla…

Ne gibi sorularını duyar gibiyim, hemen anlatayım.

Doktor Nuran abladan başlamak istiyorum yazıma; ben naifliği ve hataya pozitif bakabilmeyi, özel ruhların uyumunu, hayatımıza giren hiç kimsenin boşuna olmadığını ve umudun her zaman var olduğunu Nuran ablanın o güzel yol gösterici güzel konuşmalarından öğrendim. Ne zaman ruhum daralsa sanki hissedercesine arar beni ‘’Seldacığım müsaitsen sana geleceğim’’diyerek. O an için benim onun naifliğine ihtiyacımın olduğunu biliyor ve kalbin kalbe karşı olduğunu hissettirir gibi.

Teknoloji tasarım öğretmeni canım Ayşe hocam ile devam edelim. Tevafuk yollarımız birleşti onunla, güvenip her derdimi rahatlıkla anlatabileceğim bir abla oldu bana… Pozitif, sevecen, yardımsever ve herkesin ihtiyacı anında yanında olmayı da Ayşe hocamdan öğrendim.

Sınıf öğretmeni Hanife hocamdan tam teslimiyeti ve dini birçok bilgiyi öğrendim. Hayata farklı bir pencereden bakmayı, derinliklere dalmayı ve daha birçok şeyi…

Özel okul yöneticisi Yunus Emre Bey’den hoşgörü, nezaket ve inceliği öğrendim.

Adaşım avukat Selda Hanım’dan cesur ve kararlı olmayı, haklı olduğum davada sonuna kadar mücadeleci olmayı öğrendim. Atarlı, giderli halleri ile yol gösterici biridir kendisi…

Bankacı Tezay Hanım’dan yaşanan olaylara ılımlı ve olumlu bakmayı, her ne olursa olsun güçlü durmayı, kendinden emin adım atmayı öğrendim. Kendisi ile çok güzel anılar biriktirdik.

Hukuk öğrencisi Necmettin’den cesur ve çalışkan olmayı…

Gemi mühendisliği bölümü öğrencisi Seda ve elektrik elektronik mühendisliği bölümü öğrencisi Koray’dan empati yapabilmeyi, güzel bir kalbe sahip olmanın insanın yüzüne nasıl yansıdığını öğrendim.

Hemen yan tarafımda çalışan İbrahim abiden, aktif olmayı, cömert olmayı, iyi niyetli ve yardımsever olmayı öğrendim.

Ev hanımı Ayşegül abladan ise sabrın sonunun selamete vardığını öğrendim.

Küçücük bir serçeden, ekmeğinin peşinde dolaşırken, kimi zaman insanlardan korksa da ekmeğinden vazgeçmeden mücadele vermeyi öğrendim.

Bir kedinin gözlerinden, bakışlarından merhametin ne demek olduğunu öğrendim.

Minik Aylin’in sevgisinin içinde ne kadar büyük ve karşılıksız olduğunu öğrendim.

Son olarak yaşadığımız depremden sonra da mülkün gerçek sahibinin yalnız ve yalnızca Allah (c.c) olduğunu, her an etrafımızda ki insanlar ile helallik almamız gerektiğini, kalp kırmadan ve ah almadan yaşamamız gerektiğini öğrendim.

Hemen hemen her yazım da makam, konum, para, pul hiç birinin bizim olmadığını defalarca kez vurgulamışımdır. Tüm bunlara bir kez daha çok yakından bunlara şahitlik ettik. Elimizdeki hiçbir şey bizim değil iken bizde ki bu kibre anlam veremiyorum doğrusu. Veren Allah’ın saniyeler içinde alabildiği de mi bizi uyandırmadı?  

Bakın yukarıda özellikle meslek isimlerini zikrederek bu yazıyı kaleme aldım. Makamları, etiketleri, konumları olmasına rağmen, kibirden uzak, insan gibi davranışları olduğu için ve insana insan olduğu için değer verdikleri için… Bunları özellikle vurguladım. Kibir hastalıkların en kötüsüdür. Gaflet uykusundan ölmeden evvel uyanmak dileği ve duasıyla…

Bu dünya ne sana ne bana kalmaz. Sultan Süleyman’a kalmadı böyle hiçbir kitap yazmaz. Saygıyla…

YORUMLAR