Her eğitim ve öğretim dönemi öncesi velilerin zamlara veya diğer nazik adıyla fiyat artışlarına itirazları yükselir. Emekliye zam yapılır, piyasada her şeye zam gelir. Bir türlü bu durumu engelleyememenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Birileri para kazanma, birileri ise öğrencisini okutma derdinde… Peki, ülke ne olacak…Bu kafayla nereye kadar gideceğiz?
Bugün başlığımız “Okul, Yumurta ve Para” oldu. Çünkü ne zaman okullar açılıyor söylemleri başlasa başta yumurta fiyatlarına zam ardından kırtasiye, servis, ekmek vs. her şeye nazik deyimle fiyat artışı uygulanır.
Aylardır avını bekleyenler bu kısa dönemi daha fazla para kazanarak geçirmek için bazı adımlar atarlar ve ülkemizde maalesef fiyatlarda bu nedenle hiçbir zaman yerinde durmaz…
Avrupa’da 30 yıldır aynı fiyat olan metalar, ürünler ve hizmetler var.
Her şeye rağmen bunun bir fırsatçılık olduğunu söylesek te, sesimizi duyan veya buna engel olan hiç kimse yok…
“Dışa bağımlıyız ondan dolayı artış oluyor” söylemleri dile getirildi mi her şey tamam…!
“Alan razı, veren razı sanana kardeşim” diyenlerde yok değil…
Sonuçta piyasada bazı dengeleri oluşturamamızın ana nedeninin ben bu gibi durumların oluşturduğunu düşünüyorum.
Yetkililerin etki etmesi gereken yerlere yetkisizlerin etki ettiğini düşünüyorum.
“Emekliye zam gelir piyasada fiyatlar artar, okullar açılır piyasada fiyatlar artar, yaz gelir piyasada fiyatlar artar, kışa gireriz piyasada fiyatlar artar…”
Peki nasıl olacak…
Para kazanıyorum zannedenlerinde uzun vadede mağdur olup, iflas edip gittiği bir ülkede bu hırsın yanlış olduğunu söyleyen buna müdahale edecek ticari akıllar nerede?
Biz Kayseriliyiz.
Kayseri çocuğuyuz…
Bir mal nasıl alınır, nasıl satılır çekirdekten hepimiz biliriz.!
Bizde bir hikaye vardır.
“Adamın birisi 1 malı 100 TL’ye satarken, diğeri aynı malı 10 TL’ye satarmış.
100 TL’ye satan kişi günde en fazla 10 adet satabilirmiş.
Yani cebine 1000 TL girermiş…
Ama diğeri günde 1000 adet satarmış ve cebine 10 000 TL girermiş.
İşte Kayserililerin Sürümünden kazanacaksın dedikleri bu…”
Piyasadada fahiş fiyat artışları güçlü esnafların bile dengesini bozdu.
Günde 10 ton et satanlar şimdilerde 200-300 kilo ancak satabiliyor.
Peki kim kazançlı…
Hiç kimse, hem vatandaş hem de esnaf halinden müzdarip…!
3 ay önce 50-55 liraya kadar fiyatı gerileyen 30 lu koli yumurtanın fiyatı sessiz sedasız yüzde 40 artışla 100-110 TL civarlarına yükseldi.
Ben iddia ediyorum, 3 ay önce sıcaklara rağmen günde 10 bin koli satarlarken, şimdilerde bu okulların açılmasına rağmen satışlar yüzde 50-60 geriledi. Bir hafta sonra satış istatistiklerindeki gerileme rakamı yüzde 70-80 lere ulaşacak.
Bu temel gıdada bile böyle ise, çok gerek olmayan şeylerde satışların habire dibe vurduğunu görebiliyoruz.
Sözün özü, böyle giderse ekonomimiz daha büyük sıkıntıya girecek.
Vatandaşın alım gücüyle oynamayalım…
Bu dinen haram, devletimize göre de suç…
“Neden haram veya suç” diye hiç düşündünüz mü?
Çünkü, yukarıda anlattığım durumlar yaşanır.
Bir süre sonra mal satılmaz veya satılanların gelirleri dükkan kirasına bile yetmez hale gelecek.
Bu fırsatı buldum kazanıyorum mantığıyla davrananlar bedelini zamanı geldiğinde uçup giden dükkan kiralarını bile ödeyemecek hale gelince anlayacaklar.
Çünkü, sistem yanlış!
“Sen bir zam yapınca diğeri de 5 zam yapıyor. Sanki zam yarışına girdik”
Gelin hatadan dönelim, vatandaşın alım gücünü artıran ve çok mal satıp çok para kazanıp, hep birlikte var olmak için mücadele verelim ve sistemimizi ona göre uyarlayalım…
Bugünleri çok aramamak için ben bir fikir sundum…!
Eğer ticaretten anlıyorsanız, başta kendiniz için bunu yaparsınız.
Bizden söylemesi…
Kalın samimiyetle…