Geçmiş yıllarda herkesin meczup diye gördüğü aslında gönül insanı bir mübarek sokakta hep tesbih çekermiş…
Sokakta çektiği teşbihlerde ise “Subhanallah”, “Elhamdülillah” ve “Allahüekber” dermiş…
Biliyorsunuz bu tesbihat namazlardan sonra çekilir…
Ancak bu mübarek vakit namazlarına geldiğinde ise 33’er adet “Birsin, birsin, birsin”, “ Sen bilirsin, sen bilirsin, sen bilirsin”, “Ben Karışmam, Ben Karışmam, Ben Karışmam” diye teşbih çekermiş…
Bunun hikmetini insanlar hep merak edermiş…
Bir gün bu mübareke sorduklarında “Biz yokuz, yokun bir talebi olmaz. Var’a tabi olur” demiş…
Evet gelinen noktada aslında bizler birer faniyiz…
Allah’a iman ettiğimizi söylüyorsak, “Var” gibi değil, “Yok” gibi davranmalıyız…!
O’ndan geleni şartsız kabullenmek hepimizin imanını göstermektedir…
Ne demiş Yunus Emre:
“Hoştur bana senden gelen,
Ya hillatu yahut kefen,
Ya gonca gül yahut diken,
Kahrında hoş lütfunda…”
Hiç kimsenin imanının ölçüsünü biz bilemeyiz. Haddimize de değil…
Ama gelinen noktada hani bu mübarek ayları bari boş geçirmeyelim…
Allah için bir şeyler yapalım…
Ne bileyim…
Birilerine iyilik mi yaparız…
Merhametlemi Allah’ın varlığını birliğini tecelli ettiririz…
Birilerinin gönlünümü alırız…
Bunu bir insan olarak bizler belirleyip yapacağız…
Duasız gün geçirmeden yol almalıyız…
Her günümüz farklı olmalı, ancak iyi yönde farklı olmalıyız…
Asalet’te dinin temel noktası dediğimiz insanlık noktasından türer…
Herkesin üç aylarını tebrik ederken, “önce insan olmayı öğrenmeliyiz” diyorum…
Tüm dinlerin ortak noktası “İnsan” olmak…
Üç aylarda her beraber insan olalım…
İnancımız ne olursa olsun, insan olmak için ortak noktada buluşmak için gayret gösterelim…
İnsan olduğumuz takdirde, “Asil” oluruz…
Asil olduğumuzda ise doğru yolu buluruz…
Dualarda buluşmak üzere, üç aylarınız mübarek olsun…
Manevi güzellikler sizleri bulsun…
Rabbim Dünyaya ve dünyamıza güzellikler ihsan eylesin…
Unutmayalım…
Mubarek ne demiş…
“Ben karışmam”
Kaderi bir tek şey değiştirir…
Dua…
Dualara sarılmak ümidiyle…
Kalın sağlıcakla…