MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Teşekkürler Sayın Başkanım. Sayın Bakanım, kıymetli Bakan Yardımcılarımız, çok kıymetli Komisyon üyelerimiz, milletvekillerimiz, basınımızın güzide temsilcileri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Sözlerime misyonu ve görev tanımı oldukça kapsamlı olan, devletimizin şah damarı İçişleri Bakanlığımızın durmadan, yorulmadan, boyun eğmeden her zorlu şart ve koşulda dimdik ayakta halkının yanında olan Bakanı, Sayın Bakanımız Süleyman Soylu'ya her şeyden önce bir vatandaş olarak teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. 15 Temmuz FETÖ'cü hain darbe girişimiyle birlikte çok ciddi tehditlerle karşı karşıya kalan Türkiye Cumhuriyeti devletinin asil milleti, Cumhur İttifakı'yla devletin bekası için bir sigorta belirlemiş, 2018 seçimlerinde tarafını çok şükür belli etmiştir. Seçimlerin ardından ise Hükûmet ve Kabinemiz düşmanlarımızın hayallerini yerle yeksan etmiş, geriye 15 Temmuz çetesinin gizli hayranları ve masanın kirli ayakları kalmıştır. Öyle ki her depremde, selde, yangında, terör olayında ve her türlü badirede sevinen, bu badirelerden beslenen veyahut da ellerini ovuşturup devletin pes etmesini bekleyecek kadar akıl tutulması yaşayan kitleler hâlâ mevcuttur. Bu kitlelere inat Türk milletinin iskele sistemini oluşturan bağımsızlık, güç ve azim unsurlarının tamamının sözde değil, özde uygulandığı bir İçişleri Bakanlığı dönemine şahitlik ediyoruz. Son yıllarda üst üste maruz kaldığımız doğal afetler, terör saldırıları, ormanlarımızın kalleşçe yakılması, Covid-19 salgınının süregelen etkileri tarihte görülmemiş olaylar silsilesidir. Bunlara göğüs gerdiğiniz için, yeri geldiğinde günlerce uyumadan sahada kaldığınız için teşekkür ederiz. Sayın Bakanım, uyuşturucuyla mücadelede hem arz noktasında hem de talep noktasında aldığınız önlemler ve yaptığınız operasyonlar oldukça kıymetlidir. Türkiye Cumhuriyeti hamdolsun ki uyuşturucuyla mücadelede altın çağını yaşamaktadır. Uyuşturucu ticaretinin döndüğü rotalar tespit edilmiş, sahil noktalarından tutun da doğudaki en uç sınırlarımıza kadar tüm hatlar abluka altına alınmıştır. Sahada uygulanan baskının ardından şu anda uyuşturucu satışı nedeniyle cezaevinde yatanların sayısının 177 bin kişi olması devlet olarak bu konudaki azmimizin ve kararlılığımızın bir göstergesidir. Bununla birlikte toplumu uyuşturucuya karşı bilinçlendirmek amacıyla yürüttüğünüz projeler de takdire şayandır. Bir vatandaş, bir baba, bir birey ve bir de milletvekili olarak böylesine hassas bir konuda gayretinizi esirgemediğiniz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Devletimizin bir diğer kanayan yarası, terör olaylarıdır. Üç tarafı denizlerle, dört tarafı cennet vatanımızın maalesef ki dört bir yanı da hainlerle çevrilidir. Sınırlarımızı terör koridoru yapan terör örgütleriyle mücadele noktasında yapılan sınır ötesi operasyonlar oldukça kıymetlidir. Bunun yanı sıra sınırlarımız dâhilindeki terör sevicilere verdiğiniz rahatsızlıktan dolayı da oldukça memnunuz. Şimdi, burada sabah saatlerinden beri değişik değişik, türlü türlü konuşmalara şahit oluyoruz. Burada her siyasi partiden şahıslar düşüncelerini belirtiyorlar fakat biz terör sevici bir dili Gazi Meclisimizin çatısı altında görmek istemiyoruz. Bizim güzel Türkçe'miz çok zengin bir dildir fakat bizim şanlı dilimizde terör seviciliğine yer yoktur. Terör dili konuşmak isteyenleri yeri bellidir, okyanus ötesidir. İstiklal Caddesi'nde yaşanan olayın yaraları daha tazeyken canımız yanıyorken gelip de burada terör örgütünün sözcülüğünü yaparak yüce Türk devletinin soylu İçişleri Bakanına ithamlarda bulunanlara tek cevabımız şudur: Biz Ülkücüler var olduğu sürece kravatlınıza da gerillanıza da rahat yok; ensenizdeyiz, karşınızdayız. O Taksim'de yerde yatan bebek arabasını kaldırmak, 6 canın, şehit olan tüm Mehmetçiklerimizin, polislerimizin hesabını sormak, terör sevicilerini kazdıkları deliklere gömmek bizim boynumuzun borcudur. Hep söylüyoruz yine söyleyeceğiz: Türk-Kürt kardeştir, PKK kalleştir, PKK'nın sözcülüğünü yapan kravatlılar ise daha da kalleştir. Vatan hainlerinin Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanını itibarsızlaştırmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz. Kıymetli liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi'nin de dediği gibi "İçişleri Bakanımızın ismi Süleyman Soylu'dur, Türk milleti Soylu duruşu da bilmekte, lekeli ve gölgeli müfterileri de görmektedir." Türkiye'nin terörle mücadeleyi yurt içinde ve yurt dışında kararlılıkla ve kahramanca icra ettiği bir dönemde millî güvenliğimizi müdafaa, millî bekamızı muhafaza eden kurum ve kuruluşların iğrenç polemiklerin içine çekilmesi kabul edilemez bir durumdur. BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son cümlenizi alalım. MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Milliyetçi Hareket Partisi buna izin vermeyecektir. BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Ersoy, aştınız sürenizi. MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sayın Bakanım, iki sene önce burada yapmış olduğunuz bir bütçe sunumundan sonra yine karşımızda oturan milletvekillerimizden bir hatip şunu söylemişti: "Süleyman Soylu bizim psikolojimizi bozuyor." demişti. Bu kayıtlarda mevcuttur, ben de cevap vermiştim. BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Ersoy. MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Toparlıyorum Başkanım. BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama bitti süreniz, son bir cümle alayım. MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - İki sene içerisinde değişen bir şey olmadığı gibi bu arkadaşların psikolojilerini bozmaya devam ediyorsunuz. Allah ayağınıza taş değdirmesin, Cenab-ı Allah yar ve yardımcınız olsun diyorum. Bu duygu ve düşüncelerle İçişleri Bakanlığı bütçemizin, vatanımıza, milletimize, devletimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Admin
