İşgalci İsrail; BM’nin geçmişteki kararlarına rağmen, tüm uluslararası normlara ve hukuka açıkça meydan okumak suretiyle tarihsel olarak geliştirdiği devlet politikasının son yansımasını 7 Ekim ve sonrasında tekrar göstermiştir.
İsrail, Gazze saldırısının 20. gününde sivilleri hedef almaya ve katliamlarına devam etmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in saldırılarında 2.360’ı çocuk ve 1.292’si kadın olmak üzere 7 bin kişi hayatını kaybetmiş; 16 binden fazla kişi de yaralanmıştır.
İsrail'in katliamlarındaki soykırım amacı söylemlerine de yansımaktadır. Savunma Bakanı Yoav Gallant, 9 Ekim'de Filistinlilere "hayvan" benzetmesinde bulunmuş ve "İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz." ifadesini kullanmıştır.
Bu açıklama sonrası işgalci İsrail birçok kez uluslararası hukuka göre kullanımı yasak olan beyaz fosfor bombası ve başkaca kimyasal silahlarla saldırılar düzenlemiştir. Hedef alınan yerler arasında sivillerin tedavi gördüğü ve sığındığı hastaneler de bulunmaktadır ve bu nedenle hastaneler boşaltılmak zorunda kalınmıştır.
İsrail ordusu bir yandan Gazze'yi bombalarken bir yandan da katliamdan kaçmaya çalışan sivilleri hedef almaktadır. Çoğunluğu kadın ve çocuk Filistinlileri taşıyan bir konvoy 14 Ekim'de hedef alınmış ve en az 70 sivil hayatını kaybetmiştir.
Gazze'de acil servis ve sivil savunma ekipleri de İsrail saldırılarına maruz kalmaktadır. Şimdiye kadar İsrail uçaklarının hedefi olan birçok Filistinli sivil savunma çalışanı görevi başında can vermiştir. Ayrıca 20'si Filistinli ve biri Lübnanlı olmak üzere 21 gazeteci hayatını kaybetmiştir.
Tam abluka altına alınan Gazze Şeridi'nin elektrik, yiyecek ve yakıtı işgalci İsrail tarafından kesilmiştir. Hastalar başta olmak üzere binlerce kişi ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadır. İsrail’in hava bombardımanları ve insani yardıma ulaşımın engellenmesi nedeniyle gerekli malzemeler temin edilemediğinden Gazze'deki hastanelerin çoğu faaliyet gösterememektedir.
Son olarak 27 Ekim günü akşam saatlerinden itibaren Gazze’ye yönelik olarak yoğun bir bombardıman gerçekleştirildiği, Gazze ile iletişimin tamamen koptuğu yönünde ciddi haberler gelmektedir. Bu durum işgalci apartheid rejimine acil ne müdahale edilmesi ve katliamın durdurulması gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır.
MAZLUMDER olarak;
- Sivilleri katlederek insanlık suçu işleyen işgalci İsrail rejimiyle iş birliği yapan, destek veren devlet, şirket ya da sivil yapılanmaları bu suçlara daha fazla ortak olmamaları ve İsrail’i durdurmaları konusunda uyarıyoruz.
- Kimyasal silahların ve kitle imha silahlarının sivil yerleşimlerde kullanılması uluslararası hukuka göre suç teşkil etmektedir. Savaş hukukunu düzenleyen İnsancıl Hukuk ilkeleri uyarınca tıbbi tesislere, sağlık personeline, yaralı ve hastalara yönelik saldırılar yasaktır. İnsan hakları hukukuna ve savaş hukukuna saygı göstermeyen İsrail rejiminin uluslararası mekanizmaların harekete geçirilmesi yoluyla veya bölge devletleri eliyle durdurulması gerekiyor. Sözler yerini somut adımlara bırakmalıdır.
- Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere bölge ülkelerini soykırımı ve savaş suçlarını durdurmak için derhal iş birliği içinde, söylem değil eylem düzeyinde ve sonuç odaklı bir şekilde harekete geçmeye davet ediyoruz
- İşgalci İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının derhal durdurulması, acil insani yardım koridorlarının açılması ve ablukanın sona erdirilmesi için bölge ülkelerini harekete geçmeye çağırıyoruz.
Admin
